Şaşılacak şey o kadar çoktu ki... Önce tribünlere taktım, niye boşluklar var diye. E haliyle ‘zafer’ gelecekti ya Avni Aker’de. Sonra kadro tuhaf geldi, rakibin en çekindiklerinden Alanzinho yoktu, evde otursa bile ıslıklanan Tayfun 11’e konulmuştu. Maç başlayınca da sürdü şaşkınlığımız. Daha 6. dakikada Egemen’in kafa pasında Umut ceza sahasının soldaki iki çizgisinin birleştiği yerden öyle bir şut attı ki... Taa Ankaragücü günlerine gittik, geldik... Demek ki unutmamış dedik, top üst direkten dönerken.
Sonra Gignac’ın ilk golü geldi: 0-1. Onu da hatırlıyordum, Umut gibi... St.Etienne maçında attıklarının benzerini yaptı ‘sabıkalı’ yıldız Machado’nun asistinde.
Biraz daha sürse çıldırtabilecek sessizliği Engin bozdu. Gol öncesi ‘sanat’ yaptı, çizgiye inip Büyük Şef Song’u uyandırdı. Hakkını verelim, o da savunmada yaptıklarından da, forvetteki arkadaşlarından da iyi iş çıkardı: 1-1.
Aslında izlenen ve bilinen, buna rağmen tedbiri alınmayan Gignac, 22’de bir uyarı daha yaptı. Nefis vurdu, direği sıyırdı.
Neyseki şokları çabuk atlattı, en azından ilk yarıda Trabzon. 25 ile 30 arasında rakibi öyle bir bunalttı ki, Toulouse şaştı kaldı. Savunması ‘dan-dun’ yapmaya, Fırtına estikçe esmeye başladı. Bu anlarda bir daha şaştık. Orta sahaları geçtik, savunma oyuncuları bile gol kaçırıyor, gözler Umut’u arıyordu. Kısacası ‘bilinçli’ bir vuruş bekleniyordu!
Olmadı, bilinç kaybı hücumdan sonra savunmaya da yansıdı. Dağıtılması gereken Toulouse toplandı, ikinci yarı Trabzonspor kayıplara karıştı.
Bir saate 2 kala, Cetto yükseldi, indirdi... Gignac, yavaş yavaş arka direğe gitti. Ne adamı vardı yanında ne de rahatsız edeni. Kafayı değirdi: 1-2.
Sonra bilinçsizliği şaşkınlıkla birleşen Trabzonspor’un çaresiz atakları vardı. Şaştık!
Girenler çıkanı, herkes çok kısa bir süre önce yapabildiklerini arattı. Ve ‘bari böyle bitsin’ anlarında Mansare çıktı başımıza. Şaşkın savunmaya da Sylva’ya da son şamarı attı: 1-3.
Sonra Gignac’ın ilk golü geldi: 0-1. Onu da hatırlıyordum, Umut gibi... St.Etienne maçında attıklarının benzerini yaptı ‘sabıkalı’ yıldız Machado’nun asistinde.
Biraz daha sürse çıldırtabilecek sessizliği Engin bozdu. Gol öncesi ‘sanat’ yaptı, çizgiye inip Büyük Şef Song’u uyandırdı. Hakkını verelim, o da savunmada yaptıklarından da, forvetteki arkadaşlarından da iyi iş çıkardı: 1-1.
Aslında izlenen ve bilinen, buna rağmen tedbiri alınmayan Gignac, 22’de bir uyarı daha yaptı. Nefis vurdu, direği sıyırdı.
Neyseki şokları çabuk atlattı, en azından ilk yarıda Trabzon. 25 ile 30 arasında rakibi öyle bir bunalttı ki, Toulouse şaştı kaldı. Savunması ‘dan-dun’ yapmaya, Fırtına estikçe esmeye başladı. Bu anlarda bir daha şaştık. Orta sahaları geçtik, savunma oyuncuları bile gol kaçırıyor, gözler Umut’u arıyordu. Kısacası ‘bilinçli’ bir vuruş bekleniyordu!
Olmadı, bilinç kaybı hücumdan sonra savunmaya da yansıdı. Dağıtılması gereken Toulouse toplandı, ikinci yarı Trabzonspor kayıplara karıştı.
Bir saate 2 kala, Cetto yükseldi, indirdi... Gignac, yavaş yavaş arka direğe gitti. Ne adamı vardı yanında ne de rahatsız edeni. Kafayı değirdi: 1-2.
Sonra bilinçsizliği şaşkınlıkla birleşen Trabzonspor’un çaresiz atakları vardı. Şaştık!
Girenler çıkanı, herkes çok kısa bir süre önce yapabildiklerini arattı. Ve ‘bari böyle bitsin’ anlarında Mansare çıktı başımıza. Şaşkın savunmaya da Sylva’ya da son şamarı attı: 1-3.