Öncüsü, Romen asıllı ozan Tristan Tzara’dır. Tzara, genç sanatçıların bir toplantısında “Larousse” sözlüğünden rastgele bir sayfa açmış ve karşısına çıkan ilk sözcük “Dada” bu edebi akımın adı olarak benimsemiştir. Sözünü ettiğimiz bu olayın da kanıtladığı gibi Dadaizm bir bunalım edebiyatıdır. Birinci Dünya Savaşı’nın sonucu oluşan çöküntü, güvensizlilk, insanların inanç ve değer yargılarının sarsılması, sanatçıları da umutsuzluğa, düş kırıklığına sürükledi. İnsanın yarattığı maddi ve manevi uygarlık değerlerinin, yine İnsan tarafından acımasızca yıkılıp yok edilmesi sanatçıları, ikiyüzlü saydıkları düzeni sanat anlayışlarının kuramlarını yıkmaya yöneltti.
Böyle bir ortamda dadaistler, sanatta her türlü geleneğe karşı çıktılar. Var olan dil ve estetik kurallarını kaldırmayı hedeflediler. Akla dayalı her şeye savaş açarak kuralsızlığı ve sürekli değişmeyi savundular.
Bu akım sonradan yerini sürrealizme bıraktı. Tzara dışında Andre Breton, Luis Aragon ve Paul Eluard ilk ürünlerini sürrealizm akımının özelliklerine dayalı olarak vermişlerdir.
—————————————————————————————————————————-
1916′da Romen asıllı İtalyan şair Tristan Tzara tarafından ortaya atılan Dadaizm akımı (Kuralsızlık), edebiyat ve sanatta her türlü geleneğe, kurala karşı çıkan; “kuralsızlığı kural edinen” bir akımdır.
I. Dünya Savaşı’nda yüz binlerce insanın ölmesi, insanların derin acılara gömülmesi ve mutsuzluğa sürüklenmesi; akla, mantığa ve ahlâka dayalı biçimde kurulduğunu söyleyen düzenlere karşı güvenin sarsılması, değer yargılarının alt üst olmasına yol açmıştı.
İşte Dadaizm, böyle bir ortamda savaş içinde doğdu; savaştan sonra Fransa’da etkinlik kazandı. Dadaizm, savaşın doğurduğu acılara, yıkımlara karşı bir protesto, bir isyan hareketi olarak kendini ortaya koydu. Dadaizm;
Bireyi aklın tutsaklığından ve akla dayalı düzenden kurtarmak Sanatta her türlü geleneği yıkmak
özcükleri bilinen anlamları dışında kullanmak Yerleşik dil ve estetik kurallarını kaldırmak
Akıldışılığı, kuralsızlığı ve sürekli değişmeyi savunmak
gibi amaçlar edinmişti. Tristan Tzara’nın, Meydan Larousse’dan rastgele seçtiği bir sözcükten (Dada) adını alan bu akım, 1922′de yerini Sürrealizme (gerçeküstücülük) bıraktı. Sürrealizmin kurucusu olan şairlerin çoğu (Breton, Soupault, Ara-gon, Eluard…) sanat yaşamlarının ilk dönemlerinde Dadaizm içindeydiler.
Dadaizmln kurucusu ve öncüsü olan T.Tza-ra, bu akımı şöyle tanımlar:
“Kağıt parçaları üzerine sözcükler yazın, bunları bir şapkanın İçine atıp karıştırın, sonra teker teker çekip bir kağıdın üzerine sıralayın; işte Dadaizm…”
Dadalzmin önemli Temsilcileri:
Tristan Tzara
Francls Picabia
Türk edebiyatında Dadaizmi tüm özellikleriyle benimsemiş bir sanatçı yoktur.
DADA TÜRKÜSÜ
Bir asansörün türküsü Yüreğinde dada olan Çok yoruyordu motorunu Yüreğinde dada olan
Bir kral taşıyordu asansör Ağır kırılgan özerk Kesti iri sağ kolunu Roma’ya Papa’ya gönderdi
Asansörün işte bu yüzden Yüreğinde yok artık dada Çikolata yiyiniz
Yıkayın beyninizi
Dada Dada
(Tristan Tzara, Milliyet Sanat Dergisi, Sayı: 161)
Böyle bir ortamda dadaistler, sanatta her türlü geleneğe karşı çıktılar. Var olan dil ve estetik kurallarını kaldırmayı hedeflediler. Akla dayalı her şeye savaş açarak kuralsızlığı ve sürekli değişmeyi savundular.
Bu akım sonradan yerini sürrealizme bıraktı. Tzara dışında Andre Breton, Luis Aragon ve Paul Eluard ilk ürünlerini sürrealizm akımının özelliklerine dayalı olarak vermişlerdir.
—————————————————————————————————————————-
1916′da Romen asıllı İtalyan şair Tristan Tzara tarafından ortaya atılan Dadaizm akımı (Kuralsızlık), edebiyat ve sanatta her türlü geleneğe, kurala karşı çıkan; “kuralsızlığı kural edinen” bir akımdır.
I. Dünya Savaşı’nda yüz binlerce insanın ölmesi, insanların derin acılara gömülmesi ve mutsuzluğa sürüklenmesi; akla, mantığa ve ahlâka dayalı biçimde kurulduğunu söyleyen düzenlere karşı güvenin sarsılması, değer yargılarının alt üst olmasına yol açmıştı.
İşte Dadaizm, böyle bir ortamda savaş içinde doğdu; savaştan sonra Fransa’da etkinlik kazandı. Dadaizm, savaşın doğurduğu acılara, yıkımlara karşı bir protesto, bir isyan hareketi olarak kendini ortaya koydu. Dadaizm;
Bireyi aklın tutsaklığından ve akla dayalı düzenden kurtarmak Sanatta her türlü geleneği yıkmak
özcükleri bilinen anlamları dışında kullanmak Yerleşik dil ve estetik kurallarını kaldırmak
Akıldışılığı, kuralsızlığı ve sürekli değişmeyi savunmak
gibi amaçlar edinmişti. Tristan Tzara’nın, Meydan Larousse’dan rastgele seçtiği bir sözcükten (Dada) adını alan bu akım, 1922′de yerini Sürrealizme (gerçeküstücülük) bıraktı. Sürrealizmin kurucusu olan şairlerin çoğu (Breton, Soupault, Ara-gon, Eluard…) sanat yaşamlarının ilk dönemlerinde Dadaizm içindeydiler.
Dadaizmln kurucusu ve öncüsü olan T.Tza-ra, bu akımı şöyle tanımlar:
“Kağıt parçaları üzerine sözcükler yazın, bunları bir şapkanın İçine atıp karıştırın, sonra teker teker çekip bir kağıdın üzerine sıralayın; işte Dadaizm…”
Dadalzmin önemli Temsilcileri:
Tristan Tzara
Francls Picabia
Türk edebiyatında Dadaizmi tüm özellikleriyle benimsemiş bir sanatçı yoktur.
DADA TÜRKÜSÜ
Bir asansörün türküsü Yüreğinde dada olan Çok yoruyordu motorunu Yüreğinde dada olan
Bir kral taşıyordu asansör Ağır kırılgan özerk Kesti iri sağ kolunu Roma’ya Papa’ya gönderdi
Asansörün işte bu yüzden Yüreğinde yok artık dada Çikolata yiyiniz
Yıkayın beyninizi
Dada Dada
(Tristan Tzara, Milliyet Sanat Dergisi, Sayı: 161)